Yeşil Renk Kılcal Damarları Genişletir.1
Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Güneş ışığının sahip olduğu elektromanyetik enerji dünyamızdaki doğal yaşamı devam ettirir. Işık yeterince alınmazsa canlılar hayat enerjisini tam olarak alamayacaklarından kendilerini sağlıksız, mutsuz ve sevgisiz hissederler. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk metabolizmanın sağlıklı ve dengeli bir şekilde çalışmasını sağlamak için renk enerjilerinden faydalanmak için yapılan terapidir. İhtiyaç olan renk vucuda çeşitli yöntemlerle sağlanır. Reiki, müzik, sarjlı sular ve renk şuruplarıyla ihtiyaç duyulan renk vücuda yüklenir. Renk bir enerjidir. Giysilerimiz bizim hem ayıracımız hemde renk süzgeçimizdir. Renklerin büyülü dünyası hakkında fikir sahibi olmak için her şeyden önce ışık kavramını incelememiz gerek ışık rengi oluşturan bir tür elektromanyetik enerjidir. Güneş tarafından, çeşitli dalga boylarında üretilen bu enerji, nesnelerden yansıyıp gözümüz tarafından algılandığa ışığı görmüş oluruz. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Aslında çevremizde bulunan ve görebildiğimiz her şey, ışığın yansımasıdır. Örneğin koyu renkte görünen nesneler, parlak nesnelere oranla daha çok ışık emerler ve böylece göze daha az ışık yansıtırlar.
Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Açık renkli nesneler ise, daha çok ışık yansıtarak parlaklık ve yoğunluk yanılsamasına yol açarlar. Parlak olarak algıladığımız objeler çok ışık yansıtırlar. Işığı oluşturan dalga boylarının hızları, bir ortamdan ötekine geçerken değişiklikler gösterir. Renk, ışığın ayrılmaz bir parçasıdır. Işık değişik dalga boylarına dönüştüğünde çeşitli renkler ortaya çıkar. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Ancak gökkuşağını oluşturan yedi renk, bütün renk spektrumunun sadece çok küçük bir bölümüdür. Gerçekte her rengin birçok tonu ve çeşidi vardır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Her rengin kendine has bir emme ve yansıtma özelliği bulunur. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Kromoterapi adıyla bilinen renk tedavisi eski Mısır’da, Çin’de ve Hindistan’da çok eskiden beri biliniyordu. Bu tedavi yöntemi insanda bazı renklere ait merkezler olduğu teorisinden yola çıkmaktadır. Chakra adı verilen bu merkezler belirli organları yönetir. Bunlar belirli renklerle de uyum halindedir. Organik veya psikolojik nedenlerden dolayı bu merkezler görevlerini yapamaz duruma gelince, hem idare ettikleri organlarda bazı hastalık belirtileri görülmeye başlanır, hem de uyum halinde bulundukları renk titreşimleri azalarak bu renge olan ihtiyaçları artar. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Kromoterapi de bu duruma gelen hastaya aksayan chakranın rengiyle ilgili tedavi uygulanır. Ayrıca bu merkezin uyum hali içinde bulunduğu renkle ilgili besinler tavsiye edilir. Bazen bu renk merkezi ile ilgili metaller taşınması da önerilebilir. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Tedavi esnasındaki süre Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Kromoterapi uzmanının tavsiyesine göre yapılır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Renklerle Tedavi Günümüzde fizik ve metafizik alanında yapılan araştırmalar, renklerin bir terapi aracı olarak da kullanılabileceğini ortaya koyuyor.
Tarihteki araştırmalar, Eski Mısırlılarla Çin ve Hind uygarlıklarında, renklerle terapiye çok önem verildiğini ortaya çıkardı. Çünkü kaynağını güneşten alan ışık, elektromanyetik enerjilerle dolu ve bu enerjiler insanın yaşamını devam ettirebilmesinde yardımcı oluyor. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Yapılan araştırmalara göre, insanda bedeni kuşatan Aura veya enerji beden adı verilen elektromanyetik bir alan bulunduğunu ifade ederek, bedeni saran bu enerji alanının, ışık (renk), elektrik, ısı, ses, manyetik ve elektromanyetik etkiler ile sürekli olarak etkileşimde olduğunu belirtiyor. Vücudu saran enerji alanı içinde yedi adet de, ‘çakra’ adı verilen, her biri ayrı renge sahip enerji dağıtım merkezleri bulunduğunu kaydeden, “Çakraların fiziksel bedene doğrudan bağlı oldukları tek yer, salgı bezleri ve omurga sistemidir. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Enerji merkezleri vasıtasıyla emilen enerjilerin vücuda yayılması, dolaşım ve sinir sistemlerinin yardımıyla gerçekleşir. Böylece tüm organlar, dokular ve hücreler enerjilerden eşit olarak faydalanır, insanı ayakta tutan bütün bu sistemler ve organlar, belirli renklere karşı duyarlıdır. “dedi. Renklerin çevrelerine yaydıkları titreşimlerin, vücudun elektromanyetik ışınımıyla doğrudan etkileşim içinde olduğunu anlatan, “Bu titreşimler, çakralar tarafından emildikten sonra, direkt olarak omurgalara iletilir. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Daha sonra sinirler yardımıyla gerekli organlara ve dengesi bozulan sistemlere taşınır. Bu sayede, fiziksel rahatsızlıklara yol açabilecek duygusal ve zihinsel şikâyetler en aza indirilir”dedi. Renkler, tedavide nasıl kullanılır? Renklerle tedavi günümüzde giderek popüler hale gelmektedir. Gözler ve deri aracılığı ile vücuda ulaşan renkler, kişinin vücut fonksiyonlarına da tesir eder. Her renk düşük veya yüksek titreşimli belli bir dalga boyuna sahiptir. Renklerle tedavide, renklerin düşük veya yüksek titreşimli enerjiye ve farklı frekansa sahip olmalarının farklı psikolojik sonuçlara yol açtığı kabul edilir. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Bu açıdan farklı renklerin farklı psikolojik tesirlere yol açması renklerle tedavinin temel çıkış noktasıdır. Tedavide renklerin tesiri olup olmadığını izlemede, kan basıncı ölçümleri, kalb atım hızındaki değişmeler, kasların gerilme indeksi değerleri kullanılır. Sonuçlar kontrol grubuyla karşılaştırmalı olarak analiz edilir.
Kişi tarafından algılanan renkler, sempatik ve parasempatik sinir sistemi üzerinden ve bunlarla aktif hale geçen nöro-kimyevî maddelerin salgılanması yoluyla insana tesir eder. Meselâ mavi, parasempatik sistemi uyarır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Bu uyarılma, bir seri nöro-kimyevî madde ve hormonun salgılanmasını ardışık (münavebeli) olarak başlatır. Sonuçta kan basıncı ve kalb atım hızı düşer. Kişide rahatlama meydana gelir. Kırmızı, mavinin zıddı olarak sempatik sinir sistemini uyarır. Sonuçta kalb atım hızı ve kan basıncı artarak kişi, alarm durumuna geçer. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Renkler üzerinde çalışan psikologlar, Londra Köprüsü’nün sık sık intihar mekânı olarak kullanıldığını fark etmişler. Renklerin insan tutum ve davranışlarına tesir ettiğinden yola çıkan uzmanlar, siyah olan köprünün, maviye boyanmasını teklif etmişler ve köprü maviye boyanmıştır. Sonuçta köprü üzerinde gerçekleşen intihar girişimlerinde % 50 azalma sağlanmıştır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Mor ve pembe, iştahın azalmasında tesirlidir. Bu bilgiden yola çıkan Amerika’daki Johns Hopkins Tıp Fakültesi’ndeki uzmanlar, kilo verme programına katılan hastaların pembe renkli mekânlarda yaşamalarını sağlamışlardır.
Kılcal damarları genişleten Yeşil renk ler tedavi Biliyoruz ki evrende var olan her şey kendine özgü bir titreşime sahiptir. Renkler de bir ışık frekansının belli orandaki yoğunlaşması sonucunda ortaya çıkar. Elektromanyetik yelpazeye baktığımızda, yelpazedeki her rengin kendine özgü bir titreşime sahip olduğunu görürüz. Aynı şekilde, insan vücudundaki hücre, organ, kas ve kemik de belirli bir frekansla titreşir. Bu frekansın değişmesi, hastalığa sebep olur. Bu değişikliklerin birçok nedeni vardır ama bu nedenlerin en büyüğü içinde bulunduğumuz ruhsal durumlar ve negatif düşüncelerdir. (Streslerdir. )
Kanımızca böylesi şeyler yalnızca rüyalarda görülür ve böylesi rüyalara da kabus adı verilir. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk O kadar işte!. . Şimdi de ele aldığımız konuyu bir fıkra ile zenginleştirerek yola devam edelim. Sovyetler Birliğinin dışa böylesi açılmadığı ve bir bütün halinde olduğu dönemlerde, Sovyet yurttaşlarından bir tanesi Lenin? e geri zekalı? diye hakaret eder. Adamı apar topar mahkemeye çıkarırlar ve hakim adama 20 yıl hapis cezası verir. Mahkemenin 20 yıl hapis cezası verdiği kararının gerekçesinde ise şunlar yazılmaktadır? . verilen 20 yıl hapis cezasının 6 ayı devlet büyüklerine hakaretten, 19 yıl 6 ayı ise devlet sırlarını açığa vurmaktan?dır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk anlatırken bile politize olmuş değerlendirmelerin içine dalmanın verdiği dayanılmaz zevkin ve aydınlanma(ma)nın oluşturduğu hafiflik içinde, yeniden makalenin merkez konusu olan renklere dönersek; yerküreyi çevreleyen dominant renklere göz gezdirmemizde yarar vardır. Ormanlar koyu yeşildir hep. Yeni yetişen otlar ve fidan ağaçlar ise açık yeşil. Gökyüzü ise uçsuz bucaksız bir şekilde açık mavi. Peki ya gece?. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Gök yüzündeki renklerle dans eden hareketliliği inceleyecek olursak, bulutlu açık mavilerin koyu maviye, koyu mavinin laciverte ve gündüzün en yakın olduğu an, gecenin en karanlık olduğu zamandır? anlatımıyla ifade edildiği şekliyle en siyaha ulaştığı anların bileşkesi. İşte bu en koyu siyahın olduğu an, aynı zamanda aydınlığın geldiği anın başlangıç noktasıdır da aslında.
Güneş ise sıcaklığını hissettirdiği oranda sarıdır, hem de alabildiğine sarı. Bu nedenle de geçiciliği anlatımındaki gibianlatımı ile ifade edildiği gibi. Her gün yenilenen bu sancılı doğum ile birlikte; karanlığı kovma ve zor olan bir şeyi başarma söz konusudur sanki. Güneşin doğuşu nasıl sancılı ise, batışı da aynı onun gibidir aslında. Hem de her gün iki kez yaşanılan anlamlı, bir sancıdır bu Güneş, Nemrut’a çıkan herkesi kendine gebe bırakıyordu. Var olduğundan beri doğmayı hiç aksatmayan güneşe artık bir güneş doğurmak da bizim boynumuzun borcu .Kılcal damarları genişleten Yeşil renk ve Nemrut, adı gibi zalimce uzaktır yerden. Ama bu 2150 metreye tırmandığınız zaman bu durum zulüm olmaktan çıkar, armağana dönüşür. Çünkü zirvede bir hazine seni bekler. Güneş her sabah hazineye bir altın taç ekler. Binlerce yıldır bu böyledir . İyi de bunlar kitap bilgisidir. Bilgiyi yaşamak gerekir. Amaç, güneşin doğuşuna ermekse, yola geceden çıkılır. Kahta’dan bir arabaya binilir, bir buçuk saat dağın karnında gidilir. Sonra inilir, bir yarım saat zirveye yürünür. Dağ karanlığı ile gece ayazı, yıldızları buğulu üzüm salkımlarına dönüştürür. Tırmandıkça susarsın. Susadıkça ağzına bir yıldız tanesi atarsın . Tabii karanlıktan korkanlar geride kalırlar. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Dağın eteklerindeki kahvede havanın alacalanmasını beklerler. Onlar tırmanırken bastıkları yerleri görmek isteyeceklerdir. Gece kuşu olup zirveye uçmak isteyenlerse yollarına devam edeceklerdir. Karanlık onların bedenlerini yutsa da, ayak seslerine dokunmayacaktır. Ayak seslerinin milliyeti yoktur.
Kaygan taşlar, ayakların Alman, Amerikan, İsviçreli, İngiliz, İtalyan yada Türk oluşuna göre ses çıkarmaz. Rüzgar da ayrımcılık yapmaz, dünyanın bir ucundan kalkıp gelen yabancı konuklarla, ev sahiplerinin yüzünü aynı şiddetle keser. Uğultusunu bütün kulaklara eşit dağıtır. Yaza güvenip ince giyinenlere hiç acımaz. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Güçsüz ve sakat bacaklarla, yaşlı kalplerin imdadına katırlar yetişir. Katır sırtında bile olsa zirveye ulaşmaya can atanlar nedense hep yabancıdır. Cefayı sefaya dönüştürmenin bedeli iki-buçuk milyon liradır. Katırcı Yasin’in aklı bunu almakta zorlanır? Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Gerçi bizim ekmek paramız ama gecenin ikisinde yollara düşmeye bence değmez. Adam 85 yaşında, katıra bile zor tutunuyor. Gavuristan’ından kalkmış gelmiş, bu yaştan sonra güneşin doğuşunu Türkiye’den izlesen ne olur, izlemesen ne. Çok meraklıysa güneşi kendi memleketinde doğursun? . Bir koleksiyoncu olan yaşlı adam ise farklı düşünmektedir Yasin? den. Çünkü o, bir güneş doğumu koleksiyoncusudur. Belleğine dünyanın her köşesinden bir doğuş kazımıştır. Sıkıntılı günlerinde onları hafıza albümünden çıkarır, yeniden yeniden seyrederek rahatlar? Dünyanın bu sekizinci harikasının üstüne güneşin nasıl doğduğu parçası eksik kalmıştı, şimdi tamamlanacak? der. Katırcının ise aklı iyice karışır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk Tepeye vardığınızda ortalık ağarmaya başlamıştır. Bütün yıldızlar ışıktan kaçmıştır. Yeni günü beklemeye yalnız iki yıldız dayanabilmiştir. Güneşin gelişine daha yarım saat vardır. Kıvrımları yavaş yavaş belirginleşen heykeller, bu sabahın dağcılarını seyre dalar. İnsanlarla heykellerin bakışması olağanüstüdür. Alaca aydınlığın gölge oyunları, heykelleri insanlaştırır, insanları heykelleştirir? Ben böyle mistik bir manzara görmedim? diye bağırır birisi. Doğuş yaklaştıkça herkes platform üzerinde yerini alır. Kameralar, fotoğraf makineleri hazırlanır. Ama güneş bir türlü doğmaz. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk ve Güneş belki Önce Doğu Toros sıradağlarının ihtişamına bakın? der. 2 bin metre aşağıda uzanan ovanın, Fırat’ın geçitleri ve Atatürk Barajı’nın göletleriyle süslenen sükunetine dikkat çeker. GAP’ın çevre illeri nasıl da sahil yerlerine dönüştürdüğünü hatırlatmak ister. Gözler iki dağ arasındadır ama güneşin acelesi yoktur.
Güneş ihmalci de değildir. Evrendekilerin en dakiğidir. Ama bu seyir terasında, gözlerini güneşin çıkacağı iki dağın arasına dikenler her nedense ayıp eder: Hadi ya, niye doğmadı güneş hala? Hani 5’te doğacaktı? Belki rötar yapmıştır? Lastiği patlamıştır? Doğsa da gitsek artık, çok üşüdüm? Çene yarıştırmaktan, güneşin gönderdiği öncü ışık oyunlarını bile göremezler. Halbuki önce beş ton kızıl gerilmiştir ufka. İki soluk alımının ardından kızıllar kaçışmış, yerini 5 ton kayısılar, 7 ton portakallar, 9 ton limonlar almıştır. Kılcal damarları genişleten Yeşil renk ve Işık, dağları bir griye, bir yeşile, bir mora boyamıştır. Gözlerimiz bunların hangi tonuna yetişeceğini bilemez. Renkler, havadaki kokuları bile değiştirmiştir. Karanlıkta başka kokan dağ çiçekleri, ışığı yedikçe kendine yeni kokular seçmeye başlar. Güneşin doğmasından hemen önce; dağ, taş, börtü-böcek taptaze yeni bir gün kokmaya başlarlar.
indeks:Color therapy, alternative therapy, renk, zihin, beden, duygu, denge, canlılık, Spor,
.
.
—–
—–
—-
.
Bilgi kaynaklarımız:
www.enerjistmasor.comUYARI:
Sitemizde hastalikları teşhis tedavi etmek ile ilgili 1219 sayılı Tababet Kanunu’na göre sadece doktorların görevi olduğu bilinciyle, web sitesinde yer alan bilgiler sağlıklı ve yararlı yaşama hakkında bitkisel doğal tavsiye niteliğinde olup paylaşımlar ve konularımız tavsiye ettiğimiz ürünlerimiz ilaç değil, yaşama yararlı besin destek ürünleridir. Tedavi veya hekim tedavisi yerine geçmez. Paylaşılan metinlerde ve Kürlerin içerisinde geçen bitkilerin kullanımından önce, özellikle adı geçen bitkilere alerjiniz olup olmadığını doktorunuza kontrol ettirdikten sonra kullanmanız tavsiye olunur. Yaşama sağlıklı, afiyet içinde, yararlı yaşamanız dileklerimizle…
—–
—–